29 Ağustos 2019 Perşembe

Yaşanmış BDSM Anıları (O-2/2)

Yaşanmış BDSM Anıları (O-1/2) devamı...

O'nu yatağın 4 köşesine bağladım. Ayakları ve ellerini 2-3 cm hareket edebilecek şekilde bağlamıştım. Elleri, bedeni ve ayaklarının durumunu göz önüne getirirsek, tam anlamıyla X şeklinde uzanıyordu.

Gözlerini göz bandı ile kapattıktan sonra bir süre ondan uzaklaştım. İtaatkarımı uzaktan bağlanmış ve hareketsiz izlemek baya ayrı bir keyif veriyor açıkçası.



Bu hissi size biraz anlatmak isterim. Eğer itaat eden ve orada uzanan taraf sizseniz, neden izliyor diye düşünüyor olabilirsiniz. Ya da bağlanmış, her şeye hazırken bana neden dokunmuyor? Böyle düşünüyorsanız muhtemelen doğru insanla birliktesiniz. Çünkü eğer bu düşünce harici, eğer korku ve endişe yaşıyorsanız, kendinizi teslim ettiğiniz kişiye yeteri kadar güvenmiyorsunuz demektir.
İşte bu his, hakimiyeti damarlarınızda akan kan kadar derinden hissettiğiniz his. Orada size her şeyini vermeye hazır. Konu seksten de öte duygusal ve mental bağlılık. Bunun yanında hislerinizden, korkularınızdan, genel geçer kurallardan bağımsızlık. İşte bunu yaşayanlar BDSM özgürleştirir diye düşünüyor. Çünkü o an orada ikinizden başka kimse yok, sizleri yargılayacak kimse yok ve bizi en derinden yöneten hazzı özgürce yaşayabilmek var. Bahsettiğim haz sadece cinsel haz değil, sado-mazoşist haz da buna dahil.
Onu o şekilde bir süre izledikten sonra yavaş yavaş yaklaşıp kemerimi çıkarıp boynunu elimle destek yaparak kaldırıp, kemerin deri hissini iyice hissetmesi için boynuna bastırarak doladım.

Kemerimi çıkarınca pantolonumu indirmek daha da kolaylamıştı. Tabi bunları özellikle yatağın kenarından hafifçe sarkan başına yakın alanda yapıyordum. Kemerin çözülme sesi, pantolonumun fermuarının açılmasını duymasını ve iyice tahrik olmasını istiyordum. Daha ona dokunmadan ıslanmasını ve hazır olmasını istiyordum.

Pantolonumu çıkarıp bir kenara fırlattıktan sonra, siyah boxerımın içinde sertleşmiş ve hakim olması artık zorlaşmış sikimi çıkarıp yatağın kenarından hafifçe sarkan başının üzerine getirdim ve tok bir sesle seslendim.

- Ağzını aç!

Dudaklarının üzerinde parmaklarımı gezdirmeye başladıktan sonra hemen baş parmağımı emmek için dudaklarını ve dilini uzattı. Parmağımı çekerek hiç beklemediği bir anda sikimi ağzına doğru yavaşça hissettirerek sokmaya başladım ve birden sokabildiğim kadar derine sokarak onu nefessiz bıraktım.

Bir kaç saniye elimi boğazına götürüp sikimi içeride tutarak onu nefessiz bırakmak çok hoşuma gidiyordu.

Onun da çok hoşuna gitmişti ki, sikimi çıkardıktan sonra tekrar ağzına almak için harekette bulundu ve bu seferde testislerimi ağzına dayadım. Kolları ve bacakları bağlıydı ama kıvranmalarından tek istediği o an sertçe içine girmemdi, bunu görebiliyordum.

Ama zamanı vardı. Ben ne zaman istersem, ne kadar istersem!

Yatağın etrafından dolaşarak bacaklarını açtım. Üzerinde benim için aldığı çamaşırı vardı. Her zaman bana özel alınmalı çamaşırlar ve yıkanıp ütülenip bana özel giyilmeliydi.

Vakit kaybetmeden, üzerine çıkıp, elimi boğazına götürüp onu nefessiz bıraktıktan sonra içine girdim. O da ne, girer girmez orgazm çığlıkları atmaya başladı.

Domine edilmek, hareketsiz olmak onun libidosunu o kadar yükseltmişti ki, kendine hakim olamadı. Halbuki isteğim bu değildi. İsteğim onu sınıra getirip bırakmak ve bir süre sonra tekrar başlamaktı. Bu durum hoşuma gitmemişti ama bir yandan da içimdeki sadisti körüklemişti.

Elimi boğazından çekip, suratına bir tokat atıp, giriş çıkışlarımı hızlandırdım. Orgazm sonrası iyice hassaslaşmış vajinası adeta bırakmamı istiyordu ama hala sınırlar içindeydim ve güvenli kelime duyacağımı hiç sanmıyordum ve devam ettim. Daha hızlı, daha sert içine giriyor, suratına daha şiddetli tokatlar atıyordum.

Altımda bir kaç santim kıvranıyor ve ağzından şu kelimeler dökülüyordu.

- Lütfen ellerimi çöz!

Anında bir tokat daha savurdum yüzüne.

- Benimle böyle konuşamazsın küçük orospu. Emir kipi konuşamazsın!

- Yalvarırım ellerimiz çözer misin? Yalvarırım, lütfen, yalvarırım.

- Henüz hak etmedin! Biraz daha!

- Yalvarırım, lütfen, lütfen...

derken gözünden ağlarcasına göz yaşları döküldü. Ancak bu göz yaşlarının sebebi acı değil, hazdı. Bu o an çok hoşuma gitti. Hafifçe doğrulup ellerini yaptığım tek kolon bağını kolayca çözdüm. Ve onu sikmeye devam ettim. Öyle güzel sarılmaya ve bedeninin yarım özgürlüğe kavuşmasıyla öyle güzel öpmeye başladı ki, bu anı içine boşalarak taçlandırmak istedim ve bir kaç saniye sonra içine (tabii ki prezervatifle) boşaldım.

O 15-20 dk kaç kere orgazm olduğunu bilmiyordu, daha önce böyle bir şey yaşamamıştı ve ilk olduğu için bir daha da böyle yoğun yaşayıp yaşamayacağını bilemiyordu.

Ben ise, tüm gücüm ve enerjimi harcamanın verdiği yorgunlukla üzerine o halde uzanıp kaldım. Cinsellikle tanıştığım ilk zamanlarda pek aklımın almadığı kadınların orgazm sonrası muhteşem enerjisine sahipti. Ben ise yorgundum, ondan bir kadeh şarap istedim ve başımın altına yastığı alarak biraz da dik bir konumda uzanmaya başladım.

Ona emrettiğim gibi, yatağın ucunda dizlerinin üstünde duruyor ve beni izliyor, bir sonraki emrimi bekliyordu. Bir 15-20 dk böyle geçti, arada izin alarak lavaboya gitmek ve bir kadeh şarap da kendisi içmek istedi.

Ayağa kalktığında, otururken onun muhteşem bedenini izlemek de bana çok keyif veriyordu. Onu en kısa sürede bir kez daha arzulayacağımı hissediyordum kasıklarımda.

Elimle, elindeki kadehi yere bırakmasını ve bana doğru gelmesini işaret ettim. O an ne yapacağını çok iyi biliyordu. Çünkü daha önce bunu ondan istemiştim.

Birazdan yazacağım satırlarda geçecek olan şeyi daha önce hiç yazmadım. Bir çok erkeğin okuduğu zaman anlamayacağı ya da okuyunca yaftalayacağı bir şey çünkü.

Elindeki kadehi bıraktı, ben de bu sırada arkama bir yastık daha alarak daha dik oturdum. Bundan sonra hiç bir kelime konuşulmayacaktı. Her şeyi ona gözlerim ve ellerimle verdiğim direktiflerle olacaktı. Belki de hiç bir şey söylememe gerek olmayacaktı.

Direk bacaklarımın arasına geçip, taşaklarımı avuçlarına alarak sikimi yalamaya başladı. Sertleşmeye hazırdım, bir kaç saniye sonra semserttim. O bölgeyi baştan aşağıya ağzına almaya, yalamaya ve ıslanan yerleri elleriyle okşamaya başladı. Bunu daha önce yapmamış olmasına rağmen izleyerek öğrenmiş neyi nasıl yapacağını çözmüştü. Başını iyice taşaklarıma yaklaştırarak daha da alt bölgelerimi yalamaya başladı.Evet yapacağı şey "rim job"dı. Bir saniye bile tereddüt etmeden dilini anüsümde gezdirmeye, aynı anda da eliyle sikimi sıvazlamaya başladı. Hoşuma giden şey oranın sadece yalanması ve masaj yapılmasıydı. Bir adım öteye gitmemesi yani parmağını ya da dilini sokmaması gerektiğini çok iyi biliyordu. Bir süre orayı yaladıktan sonra sağ eline sonra ağzına sikimi alıp, sol parmağı ile masaj yapmaya başladı. Bu an yaşadığım en büyük hazlardan birisidir. Çok da vakit geçmeden büyük ve tok bir sesle ağzına boşaldım.

Bu muhteşem hazzı yaşamadan ölecek olan erkeklere acıyorum açıkçası. 

Bu hazzın yaşanabilmesi için çok yoğun bir adanmışlık olması gerekli. Bir çok erkek bu hazzı bilmez hatta yaftalarken (eşcinsellik olarak) bir çok kadın da o bölgeye asla yaklaşmaz. Bu an ona "O" dediğim an oldu.

Devamında bir çok olay daha oldu ancak bu hikaye burada bitmeli artık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder