O, tanıdığım en özel insanlardan birisi. Nev-i şahsına münhasır derler ya aynen öyle. Bu anıyı çok uzun zamandır yazmayı planlıyorum, doğru kelimeleri doğru şekilde ancak aktarabildim.
Klasik bir instagram tanışma sohbetinden bir kaç gün sonra, arzularından bahsetmeye başlamıştı.Herhangi bir beklenti olmadan sadece kendisini tanımasına yardımcı olmaya başlamıştım. Oldukça hevesli ve çalışkandı. Ona kendisini ve arzularını tanıması için yapması gerekenleri ve okuması gerekenleri aktarıyordum.
Bunlar yaşanırken fazlasıyla davetkar davranışlar sergilemeye başladı, teşhiri ve izlenmeyi sevdiğini anladığımda ona ileride ne olur ne yaşanır bilmeden bir şeyi yasakladım: "Herhangi bir çıplaklık ya da libido yükseltici fotoğraf göndermek" Cezasının ise, eğer gönderirse onunla asla görüşmeyeceğim olduğunu söyledim.
Bu yasak pek de karşılaşabileceği bir şey değildi. Her türlü sosyal medya ortamında "send nudes" modası varken birisi o çok istese de onun bedenini göndermesini yasaklamıştı!
Bir gün sohbet esnasında okuduğu yabancı bir blogdan bahsetti. Blog köle ve efendisi hakkında paylaşımlar içeriyordu (maalesef ismini hatırlamıyorum) Blogun en can alıcı noktası ise, köle efendisini 20 senedir bir kere bile görmemiş olmasıydı. Yaşanan her şey gözler kapalı yaşanıyor ve köle gözlerini efendisinin yanından ayrılana kadar da açmıyordu.Tam 20 sene!
Bundan bahsettikten sonra direk ve net bir ifade ile, "bunu yaşamak istiyorum ve sizinle yaşamak istiyorum" dedi.
Evet o güne kadar beni hiç görmemişti, Bu isteği bende de büyük bir heyecan yarattı. Böyle bir şeyi teklif etmek benim adıma asla yapmayacağım bir şey, çünkü güven en değer verdiğim konu ve biri ile bunu yaşayacaksam, önce güven sağlanmalıydı!
Günler birbirini kovalarken ikimiz de bu düşüncenin yarattığı heyecan ile birbirimize daha da yaklaştık ve bir gün artık "o günün" geldiğini, hazır olduğumuzu ona aktardım.
Buluşmadan 1 gün önce ona tamamen açık ve net bir şekilde fotoğrafımı gönderebileceğimi söyledim. O da net bir şekilde bunu istemediğini ve bana güvendiğini söyledi. Ben yine açık ve net bir dille o gün neler yaşanacağını sürprizleri bozmayacak aynı zamanda buluştuğumuzda olacakları da anlatacak detayda bir mail attım. Maili aldıktan sonra hazırlıklara başladı ve buluşma günü geldi çattı.
Buluşmayı onun da rahatı ve güvenliğini düşünerek bir otel odasında planladım. Sonuçta otele giren çıkan belliydi ve bu durumun onda yeşeren güveni besleyeceğini düşünüyordum.
Odaya ondan önce gittim ve bir takım hazırlıklarımı tamamladım. Yarım saat sonra kapıyı çaldı. Gözden bakarak onun geldiğini onayladım. Kapıyı açacağımı söylediğimde gözüne göz bandını taktı ve içeriye gözleri kapalı girdi!
Elinden tutup yürümesine yardımcı olarak onun için hazırladığım koltuğa oturttum. Elindekileri ve montunu alarak vestiere astım. ona attığım mailde de yazdığım gibi "Hazır mısın" sorusuna cevap alana kadar centilmen tavrımı asla bozmayarak, asla onu domine etmeyecek ve sadece onun heyecanını dindirmeye odaklanacaktım.
Onun koltuğunun karşısına bir koltuk koyup oturdum. Sohbet etmeye başladık. Karşımda gözleri kapalı, istediğim kıyafetlerle, istediğim makyajla her konuda tam istediğim bir şekilde oturan hoş bir kadın vardı. Sohbet ederken bazen ayağa kalkıp, ellerine ve boynuna dokunup hem heyecanını dindirmeyi hem de tenime alışmasını sağlıyordum. Tabi o tamamen kör olduğu için her ayağa kalktığımda daha fazla heyecanlanıyordu. Bu gerginlik tabii ki çok hoşuma gidiyordu. O an sadece sohbet ediyor olsak da herşey benim kontrolümdeydi.
Yarım saat kırk beş dakika kadar geçmişti, konuşmalarından ve beden dilinden gevşediğini hissettirmişti. İste o an sordum: "Hazır mısın?"
Tabii ki hazır değildi, nasıl hazır olabilirdi ki! Ancak öte yandan hazırlanmış ve sınavın başlamasını bekleyen bir öğrenci gibi bir an önce de o anların başlamasını bekliyordu. Tamam dedi. Elinden nazikçe tutup ayağa kaldırdım ve getirdiği eşyaları da yanıma alarak ona banyoya kadar eşlik ettim. Banyonun kapısını kapatarak hazırlanmasını istedim. Bir an tereddüt edip heyecanla hazırlanırken gözümü açabilir miyim gibi saçma bir soru sordu. Gülümseyip, tabii ki, dedim.
10-15 dakika sonra hazırlandı ve muazzam bir görüntü ile dışarıya doğru yavaşça çıkmaya yeltendi. Hemen yanına gidip, elinden tutarak odanın ortasına getirdim ve ekledim:
-Bundan sonra tamamen bana aitsin, izin vermeden konuşmanı yasaklıyorum ve konuştuğun her cümleyi istediğim hitap şekliyle, istediğim tonda yapacaksın! Eğer bu dediklerimin dışına çıkarsan her seferinde seni bir kemer darbesi ile cezalandıracağım!
- Tamam dedi, çatallı bir sesle.
+ Bir dedim
- Özür dilerim, dedi bu sefer daha net bir tonla.
+ İki.
- Özür dilerim efendim, dediğinde çoktan iki cezayı haketmişti bile.
Gerçi kemer onun için bir ceza değil, ödül gibiydi. Acıdan inanılmaz haz alıyordu ve belki de bunları bilerek yapmıştı.
Kıyafetlerine odaklandım ve bedenine dokunmaya başladım. Bedenine derken her yerine! Arkasına geçip, nefesimi kulaklarında hissedecek şekilde omuzlarına dokunmaya başladım. Sütyeninin ipleri ile oynamaya başladım. O esnalarda kıpırdaması yasaktı. İki elimle göğüslerini kavrayınca irkildi! 3!
Daha sonra ellerimi yavaş yavaş aşağılara kaydırmaya başladım. O kadar ıslanmıştı ki, giydiği incecik kumaştan stringinin dışından ıslaklığı belli oluyordu. O esnada belimdeki kemeri çıkarıp boynuna doladım. 4 ve 5.
Aklımda da 5 rakamına ulaşmak vardı zaten. 5 olunca kemeri boynundan çıkarıp, etajerin önüne doğru domaltıp ellerini sağlam bir yere koymasını sağladım ve
Say dedim. Şraak 1-2-3... 3’ten sonra çok acımıştı ki sesinde hafif bir çatallanma oldu. Kemeri tekrar uzaklaştırdım ama bu sefer vurmadım, tereddüdü yaşamalı ve acıya hazır olmayı öğrenmeliydi. Kemerimi kalçalarında bir kaç kez gezdirdikten sonra tekrar gerildim ve sert bir darbe daha vurdum. 4! Kalçaları kızarmaya başladı. Son kez bu sefer tüm gücümle vurdum ve evet kalçası tam istediğim gibi kemerim boyutunda kıpkırmızıydı.
Kalk dedim, gözü hala bağlı ve hala beni görmemişti. Kalçaları sızlıyordu ama biliyordum zerre şikayetçi değildi. Acı kadar onu mutlu eden bir şey yoktu.
Ona verdiğim acı sonrası tahrik olduğunu göğüs uçlarının iyice belirginleşmesiyle anladım. Bu durum beni de tahrik ediyordu. Beni en çok tahrik eden duygu ise banyodan çıktığı andan itibaren başlayan itaatdi!
Çok uzatmadım durumu, ismiyle hitap ederek seslendim. Benden önemli bir söz beklerken, sorgusuz sualsiz at kuyruğu yapılmış saçından tutup, dizlerinin üzerine aldım ve artık tam karşısında erkekliğim vardı.
Acıma itaat ettiği gibi erkekliğime de hizmet etmeliydi. Bunu konuşmuştuk. Limitlerde değildi. O odaya girerse, her konuda özgür olacaktım.
Bir anda saçlarını çekip, zorla ağzına soktum erkekliğimi. Ağzının içi dopdoluydu, böyle bir şey beklemiyordu. Hiç vakit kaybetmeden yalamaya ve sıvazlamaya başladı. Sertliğime öyle güzel hizmet ediyordu ki ağzı, dili, elleriyle tam bir senkrondu. Üstelik daha önce hiç görmediği bir erkeğin erkekliğine hizmet ediyordu. Uzunca bir süre yaptığı oral seksten sonra tadını çıkara çıkara ağzına boşaldım ve boşalmanın verdiği sakinlikle yavaşça oturdum.
Başını dizlerimin üstüne koydu.
Saçlarını okşadım ve öyle 3-4 dk oturduk.
Elini tutup, öptüm ve ayağa kaldırdım.
Aynanın karşısına geçtik ve gözlerini açtım.
Bana baktı ve şöyle dedi:
Sizi daha önce mağazada gördüm efendim...
+ Hayır küçük orospu beni mağaza da görmedin. Senin ayağına kadar geleceğimi mi sandın?
- Öyle sandım.
+ Öyle sandım??
- Evet efendim, özür dilerim efendim.
+ Aferin sana. Dediğim gibi bu odada sadece ben söz verdikçe konuşacaksın. Konuşmak için izin alacaksın ve izin verirsem konuşacaksın!
- Nasıl uygun görürseniz efendim.
+ Şimdi dizlerin ve ellerin üzerinde şuraya gidip getirdiğim çantayı al ve bana getir.
Daha sonra da koltuğun önünde NADU BEKLE!
Ona hazırladığım sürprizden habersizdi. Evet bir çok şeyden habersizdi. Ve bu teslimiyet ona akıl almaz bir haz veriyordu. Her şey yeni, ten yeni, ses bile yeniydi. Bu durum onu aşırı tahrik ediyordu. Bacaklarının kıpraşmasından ve sürekli ıslanmasından bunu anlayabiliyordum!
Nadu pozisyonunda beklerken bana bakmasının yasak olduğunu biliyor ama çantada ne var meraktan da çatlıyordu. Hiç acelem yoktu. Onu nadu’da izlemek hoşuma gitti ve bir süre izledim izledim ve tek tek eşyaları çıkarmaya başladım:
Göz bandı
Mandallarım
Mumlarım
İplerim
Hala ne olduklarına bakamıyordu. Mumu aldım aç ağzını ve dilini uzat dedim. Dilinin üzerine erkekliğimi beklediğine %100 emindim, mumu değdirdiğimde duraksadı ve MUM! dedi...
+ Ayağa kalk. Gözüne bandı tak ve uzan diye hafifçe seslendim.
Ellerini basit bir bağla arkadan bağladım. Uzanıyor ve gözleri kapalıydı. Çakmak sesini duydu. İrkildi. İlk damla göğsüne indiğinde , gülümsedi ve şunu dedi :
-Teşekkür ederim efendim !
Elimde kırmızı bir mum vardı. Damlalar yavaş yavaş göğüslerine akıyor, aktığı yeri kırmızı renge buluyordu. Bazı damlarları uzaktan, bazılarını yakından damlatıyordum. Yakından damlattıklarım daha çok acıyordu biliyordum. Ve en güzeli neydi biliyor musunuz? Buna ben karar veriyorum ve o asla hangi damlanın daha çok acıtacağını bilmiyordu!
Mumu sol elime aldım...
Sağ elime de getirdiği vibratörü...
Artık çok yakından damlatmaya başlamıştım. Acıya iyice konsantre olsun istedim. Hafif hafif sesler çıkarmaya da başladı.. ahh ıhh..
Tam o esnada, vibratörü klitorisine dayadım.
O irkilmeyi görmek muhteşemdi. İşte o an hem acı hem zevki bir arada yasamaya başlamıştı.
Gözleri kapalıydı ama yüz ifadesi ve çıkardığı sesler aldığı zevki belli ediyordu.
Seslendim:
+küçük orospu...!
-(sesi titreyerek) efendim?
+dayanabilecek misin? (Derken vibratörün kademesini arttırıp, vajinasına iyice bastırdım)
-eee ev ee evet (sık sık nefes alarak) evet efendim!
Bir sure böyle devam ettikten sonra, görmeyi en çok sevdiğim sahne başlıyordu:
Bacakları zevkten kıvranıyor, kasıkları istemsizce titriyordu!
Göğsü ve üst bedeni kıpkırmızı mum olmuştu...
Ve orgazm olmaya çok ama çok yaklaşmıştı,
Tam orgazm olacaktı ki...
+ küçük orospu?
- evet efendim.
+ orgazm olmayacaksın!
- efendim ama...... lütfen....... efendim... ef
+ HAYIR!
- yalvarırım ef..
+ HAYIR BOŞALMAN YASAK! Ben ne zaman istersem o zaman bo şa la cak sın!!
(vibratörü çektim.. 5 saniye sonra daha kuvvetli bastırdım)
+KIVRAN KÜÇÜK OROSPU, KIVRAN.. YALVAR.. AĞLA..
(O sırada zevkten ağlamaya başladı)
- efendim yalvarırım, efendim noolur, yalvarırım noolur....
+ HAYIR !
Her şeyi bıraktım. Mumu. Vibratörü. Ama o hala kıvranıyordu.
Gözlerini açtım, şevkle bakıyordu. Ona izin vermemiş olmam onu delicesine şevklendirmişti. Biliyordu, hizmet etmişti ve çok mutluydu.
Elini çözdüm ve banyoya git temizlen dedim. Yürüyemiyordu titremekten.
Lavaboya gitti. Akan goz makyajına baktı. Ne hissedeceğini bilemediği o anda arkasından yanaşıp lavaboya doğru domaltıp bir şaplak atıp sertçe içine girdim...
O an aynada yüzünün aldığı ifadeyi anlatacak kelime bulmak zor. Gözlerinde dakikalardir hayal ettigi ana ulasmanin pariltisi bir yandan, içine girip çıktıkça artan hazzın çığlıkları diğer yandan..
Saçından tutup kendime çektim..
Saç diplerinin sızladığına emin olarak kavradım..
Sol elimle de boynunu kavrayarak, bir kaç saniye nefesini kestim..
İçindeyim..
Nefessizsin..
Saçların acıyor..
Lavabonun soğukluğu bedenine işliyor..
Gidip gelmelerim sertlesiyor ve hızlanıyor..
Tum bunlar yaşanıyorken bir an aynaya baktim ve göz bebeklerinin yukarı doğru kaydığını gördüm. Gözlerine baktığımda sadece beyazı gözüküyordu. O an anladim ki orgazm oluyordu. Hem de ne orgazm!
Gayri ihtiyari bedeniyle beni ittirerek içinden çıkmamı sağladı..
Yüzünü döndü..
- Efendim
+ soyle küçük orospu
- yalvarırım ağzıma, yüzüme boşalın, yalvarırım...
gözlerine baktım... yanağına yumuşak bir tokat attım.. yine saçından tutarak dizlerinin üstüne çöktürerek,
+ aferin, nasıl da biliyorsun efendine hizmet etmeyi...!
dedim ve sikimi ağzına nefes alamayacak hale gelene kadar sokup bekledim..
ne yapacağını ve nasıl yapacağını çok iyi biliyordu. Erkekliğimin her yerini agzı, dili ve dudaklarıyla mutlu ederek görevini yapıyordu...
Boşaldıgımı anlayıp 2.saniyede ağzından çıkartarak kalan spermlerin dudaklarına ve yüzüne fışkırmasını sağladı..
Muhteşem hissetirmenin verdiği gurur ve hizmet etmenin verdiği hazzı aynı anda hissediyordu. Diliyle ve dudaklarinda kalanları da yalayarak temizledi ve aynaya dönüp gözünde kalanları sildi.
+ tesekkur ederim fistik (artik küçük orospu değildi, sahne sona ermiş ve aftercare başlamıştı) dunyanin en guzel bir iki saatini yaşadık birlikte.
Dudağından öptüm ve elini tutarak yatağa götürdüm. Sırt üstü uzan dedim. Buzla kızaran ve moraran yerlerine masaj yapıp, nemlendirici sürdum. Atıştırmalıklardan en sevdiği cipsi alıp uzanmaya geçtik ve bira&cips yaparken ona şunları söyledim:
İTAATİN BENİM İÇİN TARİFİ OLMAYAN İNANILMAZ BİR HEDİYE ve SEN MUKEMMEL BİR İTAATKARSİN..
-SON-
Not1:Aslında bu anı burada sona ermedi O günün devamında iplerim ve mandallarla da tanıştı. Bunları anlatmak istemedim.
Not2: Tekrar belirtmek isterim ki bu bir hikaye degil yaşanmış bir sahnedir.
Okurken sanki o köleniz benmişim gibi hissettim ilk defa böyle zevk aldım
YanıtlaSilİnsanın tanımadığı birine zevk verdiğini duymadı egosuna çok iyi geliyor. Teşekkür ederim. Umarım siz ondan daha şanslı olur ve benden daha iyi birisi ile yaşarsınız bu ve benzeri sahneleri
Silben de köleniz gibi hissettim.. güzel, açıklayıcı olmuş... yeni başlayan itaatkar olarak henüz yüz yüze görüşememiş olup sosyal medya üzerinden efendi/köle ilişkisini sürdürdüğüm efendimin memnuniyeti için neler yapabilirim?
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Uzun bir konu yoruma sağdırmak doğru olmaz.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil