1
Kapıyı açtığımda siyah, oldukça sade ve bir o kadar da şık bir elbiseyle karşılamıştı. Beni gördüğündeki heyecanı ve şaşkınlığı gözlerinden okunabiliyordu. Tabi buna sebep olabilecek bir çok şey vardı.
Evet karşımdaydı ama aslında daha çok kendi geçmişinin, acabalarının ve arayışlarının da tam bir adım önündeydi. Hepinizden, hepimizden bir adım öndeydi belki de. Nasıl mı?
28 yaşında hayata dair bir çok şeyi yaşamış bir kadın için oldukça cesaret içeren bir davranıştı bu, bir beyefendi ile tanışmak için oldukça elit ve ısrarlı bir yaklaşımla başlangıç yapma. Uzun iletişim sonucunda karar verme ve sırf bu buluşma için taa uzaklardan İstanbul'a gelme...
Dedim ya tam karşımdaydı, hafif ürkek bakışlarıyla gözlerimin içine bakarken, bir anda ona sarıldım. Sımsıkı sarıldım. Sanki ben ne kadar sıkı sarıyorsam o kadar rahatlıyordu. Sarılırken kokusuna baktım, parfümden hoşlanmadığımı biliyordu, ten konusu vardı apaçık.
Kendimi hafifçe geri çekip yüzüne bakmak istedim. Daha özgüvenli ve sakin bakıyordu artık. Rahatlamıştı. O an sanki avını ağına düşürmüş bir kurt gibi hissettim kendimi. Şimdi tam zamanıydı sanki. Boynundan tutup duvara yaslayıp bir an göz göze gelerek basınçla dudaklarını öpmeye başladım.
Onu öptükçe öpesim geldi, öptükçe daha da bulandı dudaklarımız kırmızı ruja. Evet bir kaç saniye sonra ikimizde çok mutlu ancak bir o kadar da komik gözüküyorduk.
- Gel biz en iyisi yüzümüzü yıkayalım dedim.
Onunla yanyana yüzümüzü yıkarken bile rahatladığını hissediyordum, çünkü aramızda her ne kadar bir ast üst ilişkisi olacaksa da o an ikimizde fena halde komiktik ve bu doğallık ona iyi gelmişti.
Sonrasında evin salonuna geçtik. Güzel ve sıcak bir başlangıçtı, ayrıca ev de çok sıcaktı. Bahçe dubleksi, salondan açılan binalar arasında gökyüzünü görmekte biraz zorlanacağın ancak yeşili ve düzeni ile kendi halinde sıcaklığı olan bir ev ve içinden üst kata çıkan merdivenler. İyi takipçileri bu merdivenleri hatırlayacaktır.
Salonda bir süre oturup sohbet ettik, bu hele uzaktan gelmiş ve ilk kez canlı gözlerle gördüğü birisi ile 5 dakika önce şehvetle öpüşmüş bir kadının kaosuna iyi gelecekti. Orada olan, olmayan, olma veya olmama ihtimali olan her şeyi önceden planlamıştım. Bunu her zaman yaparım. Yoksa nasıl her zaman 1 adım önde olabilirim?
Ona nerede ne yapacağını, ne giyeceğini, ne söyleyeceğini her zaman olduğu gibi önceden belirlemiş kendisine bilgi vermiştim. O da buna göre mükemmel bir şekilde hazırlığını yapmış, davranışlarına bu yönde dikkat etmekteydi. Hareket fişeğini çakmamı bekliyordu.
Bir süre sonra sordum:
- Hazır mısın?
Tam bir görev bilinciyle hazır olduğunu belirtip, hazırlanmak için üst kattaki yatak odasına geçti. Ona üzerinde tam olarak ne görmek istediğimi yazıyla anlatmıştım. Hatta bir iki kez de istediğim ürünlerin fotoğrafını gönderip yardım istemişti ve yardımcı olmuştum. Çünkü neden? Çünkü kıyafet önemli. Çünkü karşımda tam olarak görmek istediğim gibi olmalısın. Bu durum hem istediğim gibi olmanı sağlıyor, hem de ne giyeceğim gibi kocaman bir soru işaretini bertaraf ediyor.
Ondan askılı basit bir siyah atlet altına kısa simsiyah bir şort giymesini istemiştim. İlk günün kıyafeti buydu.
Evet sevgili okur, doğru okudun, bu anı birkaç günden oluşuyor ve hepsi birbirinden dolu haz, sadomazoşizm ve seks dolu.
O yukarı da hazırlanırken ben de aşağıda çantamdan iplerimi çıkarıp hazırlamıştım. Normale göre oldukça fazla ip getirmiştim. Tek tek hazırlayıp, amerikan mutfağın tezgahına özenle dizdim. Üzerimde siyah bir t-shirt altımda gri renkli bir kot pantolon vardı. Ayaklarım çıplaktı. Gayet rahattım ve tuzağını kurmuş avını bekleyen bir kurt gibi sakindim.
Yukarıdan aşağıya inmeye başladı. Çok heyecanlıydı.
Güzel...
Onu merdivenin altına aldım ve elimdeki iplerle merdivende 7-8 basamak yukarıya çıkarak, iplerin birer uçlarını merdivenin demirlerine sabitleyerek aşağıya doğru sarkıttım. Bana ve iplere bakıyordu, hem hayranlık vardı hem de merak. Onu bağlayacağım çok belliydi değil mi? Peki ya sonra?
Yavaşça ipleri bileklerinden geçirmeye başladım. Elleri iplerin kırçıllarını hissetmeliydi. Hissetti.
Sonra parmak uçlarında hafif yükselmesini sağlayacak kadar çektim onu yukarıya. Zorlanmalıydı.
Gözlerini kapattım, tabii ki göz bandıyla. Neden göz bandını bu kadar seviyorum biliyor musunuz? Çünkü hiç ışık yok!
Onu öylece bırakıp bir süre izledim.
Aşşşşrı seksiydi görüntü. Üzerinde siyah bir bralet vardı. Altında siyah çamaşır, ojeleri tabii ki siyah.
Aydınlanma günüydü aslında neden bu kadar siyahtı?
---
Onun zorlanışını izlemek tabii ki libidomu ve içimde özgür bırakılmayı bekleyen aç sadisti canlandırdı. Yanına gittim. Yavaşça bedenine dokunmaya başladım. Parmak uçlarımı etlerinin üzerinde gezdiriyordum. Ellerim her daim sıcaktır, ama o değildi. Sanki ben ellerimi göbeğinde ya da omuzlarında gezdirdikçe oralar donuyordu. Elimi meme uçlarına attım. Sanki orası da donuyor gibi semsertti. Ah tabi ya, onlar başka nedenle semsertti.
Arkasına geçtim, ellerimi her yerinde dolaştırıyordum. Merdivene bağlıydı. Gözleri kapalıydı, üzeri neredeyse yarı çıplaktı ve en önemlisi de neydi? Yüzü gülüyordu. Hem de ne gülümseme!
Ellerimi yavaşça pantolonuma getirdim. Eminim pantolonum üzerinden sikimi hissedebiliyordu. Çünkü ona çok yakındım bir süredir. Sikimi boxerımın içinde düzelttim. Pantolunun düğmesini açtım. Sanıyor ki içeriden çıkartıp orada ona dokunacağım. Hayır!
Düğmemi açtıktan sonra kemerinin metal tokasını kalçasına bastıra bastıra çıkardım. Kenara koydum.
Sonra telefonumu alıp, bütün olacakları kaydedebilmek için merdivene uygun bir şekilde yerleştirdim. Kemeri tekrar elime alıp kalçalarında dolaştırmaya başladım. Ve yavaşça kulağına eğilerek seslendim.
10'a kadar say!
İlk darbe bir miktar daha yavaştı.
2. darbe daha sert.
3-4-5 ardı ardına oldukça sert.
Durdum.Nefesi sanki 5 km koşmuş gibi seri ve kesik kesik gelmeye başladı. Ama iyiydi.
Devam ettim, tüm gücümle ama TÜM GÜCÜMLE... 6-7-8-9 ve 10.
Biter bitmez kemeri kenara bırakıp onu sımsıkı sarmaladım. O la la Aftercare! Gerçek bir dominantı, sahte bir dominanttan ayırabileceğiniz en önemli detay budur. Doğru yerde doğru zamanda doğru yoğunlukta. Tabi aftercare'e gelene kadar onu tanıyabilmeniz daha olumlu bir davranış olur, neyse...
Ona sımsıkı uzun uzun sarıldım. Öyle rahatladı ki, kuş gibi olmuştu. İşte aramızdaki gerçek sevgi ve gerçek bağ o esnada kuruldu.
Tabi hala bağlıydı, kalçaları kıpkırmızı olmuştu. Ona sarılmalarım, ona dokunmalara, memelerini kavramalara doğru kaymıştı. Onu, orada bağlıyken sikme fikri o esnada beni öyle hızlı yükseltmişti ki, bir kaç hamleyle sikimi çıkarıp, külodunu sıyırıp içine girdim.
Normal şartlarda bir kadının bu kadar kısa sürede ıslanması pek olası değildir. Ancak onun durumunu düşününce, yani elleri yukarıdan bilmediği bir yerde bağlı ve az önce sevgili efendisinin ellerinden çektiği acısı bir araya gelince bu teslimiyet ve esaret onu çok kısa sürede hazır hale getirmişti.
Hani şu meşhur tabir vardır ya, "bacakları titreye titreye orgzam olmak" birebir aynısının yaşandığı bir sahne oldu bu da. Ancak ben henüz tamam değildim. Semsert ve onun sıvılarıyla bulanmış sikimi sallaya sallaya ellerinin bağunu çözdüm ve onu oradaki masaya domaltarak, saçını çeke çeke, tam anlamıyla onu bağırta bağırta sikerek boşaldım.
İkimiz de sadomazoşim ve seks haz denizinde delicesine doygun anlar geçirmiştik. Hayatta bazı anları deneyimledikten sonra şunu dersiniz: "ben bunun için yaşamalıyım, hayatı bunun için sevmeliyim"
İşte öyle anlar geride kalmıştı ilk gün için.
Sonrasında ne oldu derseniz, tabii ki her yüksek enerji patlaması yaşayan insanlar gibi acıktık ve çıkıp bir Tayvan restoranına gidip bulabildiğimiz tüm et yemeklerini yedik.
Devam Edecek...
Devamı ne zaman gelir ki...
YanıtlaSil